Ortaklığın Giderilmesi Davası Nedir?
İzale-i Şuyu veya ortaklığın giderilmesi davası, paylı veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz malda ortaklar arasındaki paydaşlığa son vererek kişisel mülkiyete geçişi sağlayan bir dava türüdür. Bu dava, çok taraflı olup davadaki tüm taraflar benzer sonuçlar doğurur.
İzale-i şuyu davası, iki yöntemle mümkündür:
1) Aynen Taksim Suretiyle İzale-i Şuyu (Ortaklığın Giderilmesi)
Taşınır veya taşınmaz malın aynen bölünmesidir. Bu işlem için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı gibi unsurların incelenmesi gerekir (MK md. 699/2). Aynen bölünme mümkün değilse, malın bir kısmı paylı bırakılamaz. Paydaşlar arasında anlaşma sağlanamadığı durumlarda hakim, kendiliğinden aynen bölünmeye karar veremez.
2) Satış Suretiyle İzale-i Şuyu (Ortaklığın Giderilmesi)
Taşınır veya taşınmaz malın icra yoluyla satılarak bedelinin paydaşlar arasında bölüştürülmesidir. Satış açık arttırma yoluyla yapılır. Paydaşlar anlaşarak satışın ortaklar arasında yapılması konusunda karar alabilirler.
Ortaklığın satış suretiyle giderilmesi halinde, taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi muhdesatın değeri ayrı olarak tespit edilir ve satış bedeli buna göre paylaştırılır (Y14HD-K.2021/398). Muhdesatın üçüncü bir kişiye ait olması halinde, bu kişi davaya dahil edilemez veya muhdesat sahibi olarak kabul edilemez (Y14HD-K.2021/717).
Ortaklığın giderilmesi davalarında muhdesatın aidiyeti konusunda uyuşmazlık varsa, öncelikle bu uyuşmazlık ayrı bir dava olan "muhdesatın aidiyetinin tespiti davası" ile çözülmelidir.
Önemli Not: Muhdesatın aidiyetini tespit eden dava, ortaklığın giderilmesi davasında bekletici mesele yapılarak sonuçlanması beklenmelidir. Muhdesatın aidiyeti tespit edildikten sonra, bütünleyici parçalar da dikkate alınarak ortaklığın giderilmesi işlemi gerçekleştirilir (Yargıtay 8.HD-Karar : 2017/3836).
Ortaklığın Giderilmesi Davası Hakkında Detaylar
1) Ortaklığın Giderilmesi Davasında Davalılar
Ortaklığın Giderilmesi Davası (İzale-i Şuyu), ortaklığın bulunduğu maldaki paydaşlığın sonlandırılması amacıyla açılır. Davalı olarak, taşınmaz veya taşınır maldaki tüm paydaşlar gösterilir. Paydaşlardan biri, diğer tüm paydaşlar hakkında dava açarak ortaklığın sona erdirilmesini talep edebilir.
2) Görevli ve Yetkili Mahkeme
Ortaklığın Giderilmesi Davası'nda görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi'dir. Yetkili mahkeme ise taşınmaz malın bulunduğu yer mahkemesidir . Örneğin, taşınmaz mal İstanbul'da bulunuyorsa, dava İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesi'nde açılır.
3) Mahkeme Harç ve Giderleri
Ortaklığın Giderilmesi Davası'nda nisbi harçlar uygulanır. Gayrimenkulün satış yoluyla paylaştırılması halinde, taşınmazın satış bedelinden bir ortağın payına düşecek paranın binde 11,38 kadar nisbi karar ve ilam harcı alınır. Taşınmazın aynen taksim suretiyle paylaştırılması halinde ise gayrimenkul değerinin binde 4,55'i oranında nisbi karar ve ilam harcı talep edilir.
Davayı açan paydaş dava harcını ve mahkeme giderlerini peşin olarak ödemekle yükümlüdür. Ancak davanın sonunda mahkeme giderleri ve avukatlık ücretleri, payları oranında taraflara yükletilir. İzale-i şuyu davasında davanın kazananı veya kaybedeni yoktur.
Ortaklığın Giderilmesi Davasında Muhdesatın Aidiyeti Konusunda Çekişme
Muhdesat aidiyeti, ortaklığın giderilmesi davasında önemli bir husustur. Ortaklığın giderilmesi davasının konusu taşınmazda bulunan bina, ağaç ve tesis gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) üzerinde mülkiyetin kime ait olduğu ortaklar arasında tartışma konusu olabilir. Bu durumda uyuşmazlığın ayrı bir dava açılarak giderilmesi gerekir; bu davaya "muhdesatın aidiyetinin tespiti davası" denir.
Muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açılması halinde, izale-i şuyu davasında bu hususta bekletici mesele yapılır. Çünkü taşınmazda yer alan bütünleyici parçalar üzerindeki mülkiyet hakkı tespit edildikten sonra bütünleyici parçalar da dahil edilerek ortaklığın giderilmesi gerekir.
Paydaşların taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parçaların kendilerine ait olduğunu iddia etmeleri durumunda, görevli mahkemede dava açmaları için HMK'nın 165. maddesi uyarınca uygun süre verilir. Süre içinde dava açılırsa, muhdesatın aidiyetinin tespiti davasının sonucunun beklenmesi gerekir. Aksi takdirde uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilir (Y14HD-K.2021/398).
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına değil de üçüncü şahsa ait olduğu anlaşılırsa, bu kişiyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir (Y14HD-K.2021/717).
Muhdesatın tespiti davaları kendine özgü olup, bu davalarda istihsal edilen ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmaz. Bu yüzden uygulama alanı sınırlıdır. Muhdesatın aidiyetinin tespiti davalarında ortaklığın giderilmesi davası mevcutsa, muhdesatın davacı tarafından meydana getirildiğini kabul etmeyen diğer paydaşlar da davaya dahil edilmelidir (Yargıtay 8.HD-Karar : 2017/3836).
0 yorum