Hekimin (Doktorun) Hukuki Sorumluluğu Nedir?
Hekimler, hastalarına tıbbi hizmet sunarken, gerekli özeni ve dikkati göstermekle yükümlüdürler. Bu yükümlülüğe aykırı davrandıkları durumlarda, hukuki sorumlulukları doğar. Bu sorumluluk;
- Sözleşmeye aykırılık: Hekim ile hasta arasında bir sözleşme ilişkisi varsa, hekimin sözleşme hükümlerine uymaması halinde sözleşmeye aykırılık sorumluluğu doğar (TBK m.611 vd.).
- Haksız fiil: Hekim ile hasta arasında bir sözleşme ilişkisi yoksa veya sözleşme hükümlerine uyulmasa bile, hekimin eylemi haksızlığa sebebiyet veriyorsa, haksız fiil sorumluluğu doğar.
- Vekaletsiz iş görme: Hekim, hastanın rızası olmadan bir tıbbi işlem gerçekleştirirse, vekaletsiz iş görme sorumluluğu doğar.
Hekimin hukuki sorumluluğu, hasta veya yakınları tarafından açılan tazminat davası yoluyla talep edilebilir. Bu davalarda, hekimin tıbbi uygulama hataları olarak değerlendirilen eylemlerinin, hastanın zarar görmesine neden olduğunu ispat etmek gerekir (TMK m.545, TBK m.612).
Tıbbi uygulama hataları, hekimin yanlış teşhis, yanlış tedavi, tıbbi standartlara uymama, müdahalenin geç veya yapılmaması, hastanın vücudunda yabancı madde unutma, ilaç dozunun yanlış ayarlanması gibi eylemlerini kapsar (TMK m.532/2).
Hekimin hukuki sorumluluğunun doğması için, aşağıdaki şartların gerçekleşmesi gerekir:
- Hekimin hukuka aykırı bir eylemi olmalıdır.
- Hastanın bu eylem sonucu zarar görmüş olması gerekir.
- Hekimin eylemi ile hastanın zararı arasında illiyet bağı olmalıdır.
- Hekim, eylemini gerçekleştirdiği sırada kusurlu olmalıdır.
Hekimlerin Hukuki Sorumluluğu Hangi Hallerde Doğar?
1) Yargıtay Kararları Uyarınca Aşağıdaki Hususlar Tıbbi Uygulama Hataları Olarak Değerlendirilmektedir:
Tıp dünyasında, "tıbbi uygulama hataları" olarak adlandırılan ve hekimlerin sorumluluğuna yol açan belirli eylemler vardır. Bu hatalar, Yargıtay kararları doğrultusunda aşağıdaki şekilde sıralanmaktadır:
- Teşhis hatası: Hekimin hastanın durumunu doğru bir şekilde teşhis etmemesi.
- Tedavi hatası: Hekimin hastaya uygun olmayan bir tedavi yöntemi uygulaması.
- Tıbbi standarttan sapma: Hekimin, mesleki standartlara uygun olmayan bir şekilde davranması.
- Müdahalenin yapılmaması veya geç yapılması: Hekimin gerekli tıbbi müdahaleyi yapmaması veya geciktirmesi.
- Hastanın vücudunda yabancı madde unutulması: Hekimin hastanın vücudunda ameliyat sırasında veya sonrasında yabancı bir madde bırakması.
- İlaç dozunun yanlış ayarlanması: Hekimin hastaya yanlış miktarda veya uygun olmayan bir ilaç vermesi.
Bu hataların varlığı halinde, hekime karşı tıbbi malpraktis davası açılabilir ve hekimin bu eylemleri nedeniyle ortaya çıkan zararlardan sorumlu tutulması gündeme gelebilir.
Hekimin Hukuki Sorumluluğu
Hekimler, hastalarını tedavi ederken tıbbi malpraktis olarak da bilinen hata veya ihmallerde bulunduklarında, tazminat sorumluluğu doğar. Bu sorumluluk, maddi ve manevi zararların karşılanmasıyla yerine getirilir.
Tıbbi Uygulama Hataları
Hatalı tıbbi uygulamalarda hekimin, tanı, tedavi, ilaç dozunun ayarlanması gibi durumlarda yanlışlık yapması yer alır. Bu hatalar, hastanın zarar görmesine veya komplikasyonların ortaya çıkmasına neden olabilir.
Sözleşme İlişkisi
Hekim ile hasta arasındaki ilişki genellikle bir vekalet sözleşmesi olarak değerlendirilir. Ancak estetik amaçlı müdahalelerde, eser sözleşmesi hükümleri uygulanabilir.
Doktora (Hekime) Karşı Tazminat Davası Nasıl Açılır?
Hekime karşı tazminat davası açabilmek için aşağıdaki şartların sağlanması gerekir:
1) Hekime (Doktora) Karşı Açılan Maddi ve Manevi Tazminat Davasında Tazminat İçeriğinde Nelere İstenebilir?
Zararla ilgili maddi talepler arasında tedavi giderleri, çalışma gücünün kaybından kaynaklanan kayıplar yer alırken, manevi talepler ise hastanın uğradığı acı, elem ve üzüntüyü kapsar.
2) Kimler Hekime Karşı Maddi ve Manevi Tazminat Davası Açabilir?
Hastanın kendisi, mirası veya yakınları, uğradıkları zararlardan dolayı hekime karşı tazminat davası açabilirler.
Hekime Karşı Tazminat Davası Hangi Mahkemede Açılır?
Kamu Görevlisi Hekim
Bir hekim kamu görevlisi ise, görev kusuru nedeniyle kendisine doğrudan tazminat davası açılamaz. Kamu görevlileri hakkında açılan tazminat davaları, Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığıyla İdareye karşı açılır.
Kamu Personeli Olmayan Hekim
- Özel sektörde çalışan hekimler veya özel hastaneler aleyhine açılan malpraktis davaları, adli yargının görev alanındadır.
- Kamu personeli olan hekimler bakımından, tasarruf işlemine ilişkin bir durum varsa İdari Yargının; kişisel kusurlara ilişkin bir durum varsa adli yargının görevli olduğu kabul edilmektedir.
- İdari Yargının görev alanı olan davalarda; zarar gören, idari yargıda dava açmadan önce İdareye başvurarak tazminat talep etmelidir. Bu süreler, zararı ve zarardan sorumlu kişiyi öğrendiği günden itibaren 1 yıl ve her halükarda eylem tarihinden itibaren 5 yıldır.
Zamanaşımı Süreleri
Kamu görevlilerinin haksız fiillerinden doğan zararlarda; zarar görenin idari yargıda dava açma süresi, eylemi öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl, her halde eylem tarihinden itibaren 5 yıldır.
Hatalı Tıbbi Uygulama Halinde Hekime Karşı Tazminat Davası Hangi Sürelerde Açılmalıdır? Zamanaşımı Süresi Var mıdır?
Hatalı tıbbi uygulamalar nedeniyle mağdur olanlar, belirli süreler içinde dava açarak tazminat talep edebilirler. Ancak bu süreler, uyuşmazlığın niteliğine göre farklılık gösterir.
1) Estetik Operasyonlarda Hatalı Tıbbi Uygulama Halinde Tazminat Davası İçin Zamanaşımı Süresi Ne Kadardır?
Estetik operasyonlar, diş yapımı gibi güzellik amaçlı tıbbi müdahalelerde, eser sözleşmesi hükümleri uygulanır. Bu durumda, hekimin ağır kusurlu olduğu haller hariç, tazminat talepleri beş yıllık zamanaşımına tabidir. Hekimin ağır ihmalinin bulunduğu durumlarda ise zamanaşımı süresi yirmi yıldır. Zamanaşımı süresi, zararın öğrenildiği tarihten itibaren işlemeye başlar.
2) Estetik Operasyonlar Dışında Ortaya Çıkan Hatalı Tıbbi Uygulama Halinde Tazminat Davası İçin Zamanaşımı Süresi Ne Kadardır?
Estetik operasyonlar dışındaki hatalı tıbbi müdahalelerde, hekim veya hastane ile hasta arasındaki ilişki vekalet sözleşmesine dayanır. Bu durumda, tazminat talepleri beş yıllık zamanaşımına tabidir. Ancak, hekim ile hasta arasında sözleşme ilişkisi yoksa, sorumluluk haksız fiil veya vekaletsiz iş görme hükümlerine dayandırılır. Haksız fiil halinde zamanaşımı süresi, zarar öğrenildikten itibaren iki yıl, her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren on yıldır. Vekaletsiz iş görme halinde ise özel bir zamanaşımı düzenlemesi bulunmadığından, on yıl kabul edilir.
Kamu görevlisi hekimlerin hukuka aykırı eylemleri sonucu zarar görenler, idare aleyhine tazminat davası açabilirler. Bu davalarda zamanaşımı süresi, zarar öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl, her halde eylem tarihinden itibaren beş yıldır.
0 yorum