Tutuklama, ceza hukukunun en önemli konularından biridir. Kişi özgürlüğünü kısıtlayan bu tedbirin hangi şartlarda uygulanabileceği, süresi ve itiraz yolları herkes tarafından bilinmesi gereken önemli hususlardır. Bu makale, tutuklama ile ilgili tüm detayları ve güncel yasal düzenlemeleri anlaşılır bir şekilde sunmaktadır.
Tutuklama Şartları ve Nedenleri
Tutuklama, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 100. maddesinde düzenlenen ve kişi özgürlüğünü geçici olarak kısıtlayan bir koruma tedbiridir. Bu tedbirin uygulanabilmesi için kanunda belirtilen bazı şartların bir arada bulunması gerekir. Tutuklama kararı verilebilmesi için öncelikle kuvvetli suç şüphesi ve tutuklama nedenlerinden en az birinin varlığı şarttır.
Kuvvetli Suç Şüphesi
Kuvvetli suç şüphesi, tutuklamanın olmazsa olmaz şartıdır. Bu şüphe, somut delillere dayanmalı ve mevcut deliller, suçun işlendiği konusunda kuvvetli bir kanaat oluşturmalıdır. Sadece soyut iddialar veya varsayımlar üzerine tutuklama kararı verilemez. Kuvvetli suç şüphesinin varlığı için:
- Somut delillerin varlığı
- Delillerin suçun işlendiğine dair güçlü kanaat oluşturması
- Şüphenin makul ve objektif olması gerekir
Kaçma Şüphesi
Kaçma şüphesi, tutuklamanın en önemli nedenlerinden biridir. Bu şüphenin somut olgulara dayanması gerekir. Kaçma şüphesinin değerlendirilmesinde:
- Şüpheli veya sanığın sabit ikametgahının olup olmadığı
- Yurt dışı bağlantıları
- Ekonomik ve sosyal durumu
- Suçun ağırlığı ve verilmesi beklenen ceza
- Daha önceki kaçma girişimleri gibi faktörler dikkate alınır
Delil Karartma
Delil karartma şüphesi, tutuklama nedenlerinden bir diğeridir. Bu durumda şüpheli veya sanığın:
- Delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme
- Tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapma
- Tanıkların ifadelerini değiştirmeye zorlama
- Suç delillerini ortadan kaldırma girişiminde bulunma ihtimali değerlendirilir
Bu ihtimallerin de somut olgulara dayanması ve gerekçelendirilmesi şarttır.
Katalog Suçlar
CMK m.100/3'te sayılan katalog suçlarda, tutuklama nedeni varsayılabilir. Ancak bu durum, otomatik tutuklama anlamına gelmez. Katalog suçlarda da diğer tutuklama şartları aranır. Bu suçlar:
- Soykırım ve insanlığa karşı suçlar
- Kasten öldürme
- İşkence ve nitelikli yaralama
- Cinsel saldırı ve çocukların cinsel istismarı
- Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti
- Suç işlemek amacıyla örgüt kurma
- Devletin güvenliğine karşı suçlar
- Anayasal düzene karşı suçlar
- Silah kaçakçılığı
- Devlet sırlarına karşı suçlar
Tutuklama kararı verilirken, ölçülülük ilkesi mutlaka gözetilmelidir. Bu ilke gereğince, adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağının somut olgularla gerekçelendirilmesi gerekir. Ayrıca, sadece adli para cezasını gerektiren veya hapis cezasının üst sınırı iki yıldan fazla olmayan suçlarda (vücut dokunulmazlığına karşı kasten işlenen suçlar hariç) tutuklama kararı verilemez.
Tutuklama kararında, kuvvetli suç şüphesini gösteren olaylar, tutuklama nedenlerinin neler olduğu, adli kontrol uygulamasının neden yetersiz kalacağı ve tutuklama tedbirinin ölçülü olduğu somut olgularla gerekçelendirilmelidir. Bu gerekçelendirme yapılmadan verilen tutuklama kararları, hukuka aykırılık teşkil eder ve itiraz üzerine kaldırılabilir.
Tutukluluk Süresi ve Uzatılması
Tutukluluk, geçici bir koruma tedbiri olması sebebiyle belirli sürelerle sınırlandırılmıştır. CMK m.102'de düzenlenen bu süreler, suçun niteliğine ve yargılama aşamasına göre farklılık göstermektedir.
Soruşturma Aşamasında Süreler
Soruşturma evresinde tutukluluk süreleri, CMK m.102/4 uyarınca iki farklı kategoride değerlendirilir:
- Ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen işlerde en çok 6 ay tutukluluk süresi uygulanır.
- Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde ise bu süre 1 yıldır.
Terör suçları, örgütlü suçlar ve toplu işlenen suçlarda (TCK'nın 2. Kitap 4. Kısım 4, 5, 6 ve 7. Bölümlerindeki suçlar) bu süreler, gerekçesi gösterilerek 6 ay daha uzatılabilir. Böylece toplam tutukluluk süresi soruşturma aşamasında 1 yıl 6 ayı geçemez.
Kovuşturma Aşamasında Süreler
Kovuşturma aşamasındaki tutukluluk süreleri, davanın görüldüğü mahkemeye göre değişiklik gösterir:
- Asliye ceza mahkemesinde görülen davalar için tutukluluk süresi en fazla 1 yıldır. Zorunlu hallerde gerekçesi gösterilerek 6 ay daha uzatılabilir.
- Ağır ceza mahkemesinde görülen davalar için tutukluluk süresi en fazla 2 yıldır. Zorunlu hallerde gerekçesi gösterilerek 3 yıl daha uzatılabilir.
Terör suçları ve örgütlü suçlarda bu süreler, gerekçesi gösterilerek uzatılabilir. Ancak toplam süre 7 yılı geçemez.
Çocuklar İçin Süreler
Çocuklar için tutukluluk süreleri özel olarak düzenlenmiştir:
- 15 yaşından küçük çocuklar için yukarıda belirtilen sürelerin yarısı uygulanır.
- 15-18 yaş arası çocuklar için bu sürelerin dörtte üçü uygulanır.
Bu düzenleme, çocukların korunması ve özgürlüklerinin daha fazla gözetilmesi amacıyla getirilmiştir.
Süre Uzatma
Tutukluluk sürelerinin uzatılması için bazı şartların varlığı gerekir:
- Zorunlu hal bulunmalıdır
- Uzatma kararı gerekçeli olmalıdır
- Somut delillere dayanmalıdır
- Adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağı açıklanmalıdır
Uzatma kararları, her defasında 30 günü geçmeyen süreler için verilebilir. Her uzatma kararında tutuklamanın devamının gerekli olup olmadığı yeniden değerlendirilir.
Tutukluluk süreleri hesaplanırken, aynı suç için farklı mahkemelerde geçen tutukluluk süreleri birlikte değerlendirilir. Ancak temyiz aşamasında geçen süreler, tutukluluk süresinden sayılmaz. Bozma kararı sonrası ilk derece mahkemesinde geçen süreler ise tutukluluk süresine dahil edilir.
Tutukluluk sürelerinin dolması halinde, başka bir tutuklama nedeni yoksa şüpheli veya sanığın derhâl serbest bırakılması gerekir. Bu durumda adli kontrol tedbirlerine hükmedilebilir. Sürelerin dolmasına rağmen tutukluluğun devamı, AİHS m.5 ve Anayasa m.19 kapsamında hak ihlali oluşturur.
Tutukluluğa İtiraz Yolları ve Mercileri
Tutuklama kararlarına karşı etkili bir hukuki denetim mekanizması olan itiraz yolu, temel hak ve özgürlüklerin korunması açısından büyük önem taşımaktadır. CMK m.104/2 uyarınca, tutukluluğun devamına veya tahliye talebinin reddine ilişkin kararlara karşı itiraz yoluna başvurulabilir.
İtiraz Süresi
7499 sayılı Kanun'un 37. maddesi ile yapılan değişiklik sonucunda, 1 Haziran 2024 tarihinden itibaren tutuklamaya itiraz süresi 2 hafta olarak belirlenmiştir. Bu süre, kararın öğrenildiği tarihten itibaren başlar. İtiraz süresinin hesaplanmasında, öğrenme tarihinin ertesi günü başlangıç kabul edilir. Sürenin son günü tatil gününe denk gelirse, süre takip eden ilk iş günü mesai saati sonunda biter.
İtiraz Edebilecek Kişiler
CMK m.267 kapsamında tutuklamaya itiraz edebilecek kişiler şunlardır:
- Şüpheli veya sanık
- Müdafi (avukat)
- Yasal temsilci
- Şüpheli veya sanığın eşi
- Cumhuriyet savcısı (kamu adına)
İtiraz eden kişi, dilekçesinde itiraz sebeplerini göstermek zorundadır. Ancak bu zorunluluk, itirazın kabulüne engel değildir. İtiraz dilekçesi veya beyanında, kararın hangi yönlerden hukuka aykırı olduğunun belirtilmesi, incelemenin daha sağlıklı yapılmasını sağlar.
İtiraz Mercileri
CMK m.268 uyarınca, tutuklama kararlarına yapılan itirazları inceleyecek merciler hiyerarşik bir düzen içinde belirlenmiştir:
- Sulh ceza hakimliğinin kararlarına karşı yapılan itirazları, o yerdeki sulh ceza hakimliği incelemektedir. Tek sulh ceza hakimliği varsa, en yakın sulh ceza hakimliği yetkilidir.
- Asliye ceza mahkemesi hakiminin kararlarına yapılan itirazları, ağır ceza mahkemesi başkanı inceler.
- Ağır ceza mahkemesi üye hakimlerinin kararlarına yapılan itirazları, mahkeme başkanı inceler.
- Mahkeme başkanının kararlarına karşı yapılan itirazları, en yakın ağır ceza mahkemesi inceler.
İtiraz mercii, kararını dosya üzerinden inceleyerek verir. Ancak gerekli gördüğünde şüpheli, sanık, müdafi, katılan ve vekilini dinleyebilir. İtiraz mercii, itirazı yerinde görürse işin esasına girerek karar verir.
İtiraz incelemesinde dikkat edilmesi gereken önemli noktalar:
- İtiraz mercii, kararını 3 gün içinde vermek zorundadır.
- İtiraz yerinde görülürse, itiraz konusu hakkında da karar verilir.
- İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir, ancak ilk defa tutuklamaya, tutuklamanın devamına veya tahliye isteminin reddine ilişkin kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.
- İtiraz mercii, tutuklamanın artık gereksiz olduğu kanaatine varırsa derhal tahliye kararı verebilir.
Tutukluluğa itiraz yolu, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının korunması açısından hayati bir öneme sahiptir. Bu nedenle, itiraz sürecinin etkin ve hızlı bir şekilde işletilmesi, hukuk devleti ilkesinin bir gereğidir. İtiraz mercilerinin, tutuklama kararlarını incelerken özellikle tutuklamanın gerekliliği, ölçülülüğü ve devamının haklı sebeplere dayanıp dayanmadığını titizlikle değerlendirmesi gerekmektedir.
Tutukluluğun İncelenmesi ve Gözden Geçirilmesi
Tutukluluğun incelenmesi, şüpheli veya sanığın özgürlüğünün kısıtlanmasının devam edip etmeyeceğinin belirli aralıklarla değerlendirilmesi sürecidir. Bu süreç, CMK m.108'de detaylı olarak düzenlenmiştir. İnceleme, tutukluluk halinin devamının gerekli olup olmadığını, tutuklama nedenlerinin halen var olup olmadığını ve adli kontrol uygulamasının yeterli olup olmayacağını kapsar.
Soruşturma Aşamasında İnceleme
Soruşturma evresinde tutukluluğun incelenmesi, 30 günlük periyotlarla gerçekleştirilir. Bu inceleme, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hakimi tarafından yapılır. İnceleme sürecinde:
- Tutukluluk nedenlerinin devam edip etmediği değerlendirilir
- Adli kontrol tedbirlerinin yeterli olup olmayacağı tartışılır
- Kuvvetli suç şüphesinin devam edip etmediği incelenir
- Delil durumundaki değişiklikler göz önünde bulundurulur
Soruşturma aşamasındaki incelemeler genellikle dosya üzerinden yapılır. Ancak sulh ceza hakimi gerekli gördüğü hallerde şüpheliyi dinleyebilir veya müdafinin görüşlerini alabilir. Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki suçlarda bu inceleme 90 günlük periyotlarla ve duruşmalı olarak yapılır.
Kovuşturma Aşamasında İnceleme
Kovuşturma evresinde tutukluluğun incelenmesi daha kapsamlı bir şekilde gerçekleştirilir. Bu aşamada inceleme:
- Her duruşmada re'sen yapılır
- Duruşmalar arasında en geç 30 günlük aralıklarla gerçekleştirilir
- Mahkeme tarafından kendiliğinden yapılır
- Sanık veya müdafinin talebi üzerine de yapılabilir
Kovuşturma aşamasındaki incelemeler, duruşmalı yapılabileceği gibi, duruşma günü beklenmeden de gerçekleştirilebilir. Mahkeme, inceleme sonucunda:
- Tutukluluğun devamına
- Tahliyeye
- Adli kontrol tedbirlerinin uygulanmasına karar verebilir
İnceleme sonucunda verilen kararlarda, tutukluluk gerekçelerinin somut olgularla desteklenmesi gerekir. Mahkeme, özellikle tutukluluğun devamına karar verirken, bu tedbirin ölçülü olduğunu ve adli kontrolün yetersiz kalacağını gösteren nedenleri açıkça belirtmelidir.
Tutukluluğun incelenmesi sürecinde, müdafiye haber verilmesi zorunlu değildir. Ancak sanık dinlenmişse, müdafiye haber verilmemesi hukuka aykırılık oluşturur. İnceleme sonucunda verilen kararlara karşı itiraz yolu açıktır.
İstinaf aşamasında, dosyanın bölge adliye mahkemesine geldiği tarihten itibaren esas inceleme aşamasına kadar geçen sürede tutukluluğun incelenmesi yapılmaz. Ancak bu durum, sanık veya müdafinin tahliye talebinde bulunmasına engel değildir.
Tutukluluğun incelenmesi ve gözden geçirilmesi, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının korunması açısından kritik öneme sahiptir. Bu süreç, tutuklamanın istisnailiği ilkesinin bir yansıması olarak, özgürlüğün esas, tutukluluğun ise istisna olduğu anlayışını pekiştirir. İnceleme mekanizması, tutukluluğun keyfi olarak uzatılmasını önler ve adil yargılanma hakkının önemli bir güvencesini oluşturur.
Yargıtay Kararları ve İçtihatlar
Tutukluluk Süresi Hesabı
Tutukluluk süresinin hesaplanması konusunda Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi'nin önemli içtihatları bulunmaktadır. Anayasa Mahkemesi'nin 2012/1137 başvuru numaralı ve 02.07.2013 tarihli kararında, birden fazla suçtan yürütülen soruşturma ve kovuşturmalarda tutukluluk süresinin her suç için ayrı ayrı değil, aynı dosya kapsamında tek bir süre olarak hesaplanması gerektiği vurgulanmıştır. Bu karar, uygulamada yaşanan farklılıkları gidermiş ve tutukluluk süresinin hesaplanmasında bütüncül bir yaklaşım benimsenmesini sağlamıştır.
Temyiz Süresi
Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre, ilk derece mahkemesinin mahkûmiyet kararı sonrasında temyiz aşamasında geçen süre, tutukluluk süresinden sayılmamaktadır. Bu durum, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin içtihatlarıyla da uyumludur. Temyiz aşamasındaki tutukluluk, farklı bir hukuki rejime tabi tutulmakta ve kanunda öngörülen azami tutukluluk sürelerinin hesabında dikkate alınmamaktadır.
Bozma Kararı
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 2017/862 E., 2022/829 K. sayılı kararında, bozma kararı sonrasında ilk derece mahkemesinde geçen sürelerin tutukluluk süresine dahil edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu karar, bozma sonrası yargılamanın yeni bir yargılama olmadığını, önceki yargılamanın devamı niteliğinde olduğunu vurgulamaktadır. Bu içtihat, tutukluluk süresinin hesaplanmasında önemli bir kriter oluşturmuştur.
Olağanüstü İtiraz
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 2011/28 sayılı kararı, tutukluluğun devamı kararlarına karşı başvurulacak kanun yolları konusunda önemli açıklamalar getirmiştir. Bu kararda, Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin bozma kararı sonrasında verdiği tutukluluğun devamı kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın olağanüstü itiraz yoluna başvuramayacağı belirtilmiştir. Kararda, tutukluluğun devamı kararlarına karşı normal itiraz yolunun açık olduğu ve bu itirazların bir sonraki numaralı ceza dairesince incelenmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Yargıtay'ın bu içtihatları, tutukluluk kurumunun uygulanmasında önemli yol göstericiler olmuştur. Özellikle tutukluluk sürelerinin hesaplanması, temyiz aşamasındaki tutukluluğun niteliği ve bozma kararı sonrası süreçler konusunda açık kriterler getirmiştir. Bu kararlar, hem mahkemelere hem de uygulayıcılara yol göstermekte, tutukluluğa ilişkin kararların hukuka uygun şekilde verilmesini sağlamaktadır. Ayrıca, tutukluluğa itiraz mekanizmalarının etkin kullanımı konusunda da önemli açıklamalar içermektedir. Bu içtihatlar sayesinde, tutukluluk gibi temel hak ve özgürlükleri doğrudan etkileyen bir koruma tedbirinin uygulanmasında hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik sağlanmıştır.
0 yorum