16 Ocak,2025

Denetimli Serbestlik Süreci

shape
Denetimli Serbestlik Süreci

Denetimli serbestlik, cezaevlerinden tahliye sonrası hükümlülerin toplumla yeniden entegre olmasını sağlayan önemli bir ceza infaz uygulamasıdır. Bu makale, denetimli serbestlik süreci, şartları, yükümlülükleri, ihlaller ve özel durumları ayrıntılı bir biçimde ele alarak, hükümlü ve ilgili tüm taraflar için yol gösterici bir kaynak olma amacı taşımaktadır.

Denetimli Serbestlik Genel Bilgiler

Denetimli serbestlik, modern ceza infaz sisteminin önemli kurumlarından biri olarak, hükümlülerin topluma yeniden kazandırılması amacını taşıyan bir uygulamadır. 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 105/A maddesi ile düzenlenen bu kurum, hükümlülerin cezalarının bir kısmını toplum içinde, denetim ve gözetim altında geçirmelerine olanak sağlamaktadır.

Denetimli serbestlik uygulaması, kural olarak bir yıllık bir süreyi kapsamaktadır. Ancak kanun koyucu, bazı özel durumlarda bu sürenin uzatılmasına imkân tanımıştır. Özellikle sıfır-altı yaş arası çocuğu bulunan kadın hükümlüler için bu süre iki yıla kadar uzatılabilmektedir. Benzer şekilde, ağır hastalık, engellilik veya kocama nedeniyle hayatını yalnız idame ettiremeyen hükümlüler için bu süre üç yıla kadar çıkabilmektedir.

Denetimli serbestlikten yararlanabilmek için bazı temel şartların sağlanması gerekmektedir. Bu kapsamda öncelikle hükümlünün cezasının kesinleşmiş olması ve açık ceza infaz kurumuna ayrılmış veya ayrılma hakkını kazanmış olması gerekmektedir. Ayrıca, hükümlünün cezaevi sürecinde gösterdiği davranışlar ve katıldığı faaliyetler değerlendirilerek iyi halli olduğunun tespit edilmesi şarttır.

Kanun koyucu, 30.03.2020 tarihinden önce işlenen suçlar için özel bir düzenleme getirmiştir. Bu tarihten önce işlenen suçlar için denetimli serbestlik süresi üç yıl olarak uygulanmakta ve bazı suç türleri için farklı infaz indirimleri söz konusu olmaktadır. Bu özel düzenleme, suç ve ceza politikası açısından önemli bir dönüm noktası oluşturmaktadır.

Denetimli serbestlik kurumu, ceza infaz sistemimizde önemli bir işlev görmektedir. Bu sistem sayesinde hükümlüler, cezaevi ortamından topluma kademeli bir geçiş yapma imkânı bulmaktadır. Aynı zamanda, aile bağlarının korunması ve güçlendirilmesi, iş hayatına katılım ve toplumsal uyum sürecinin kolaylaştırılması gibi önemli faydalar sağlanmaktadır.

Denetimli serbestlik uygulaması, ceza adaleti sisteminin rehabilitasyon ve yeniden topluma kazandırma hedeflerine hizmet etmektedir. Bu sistem, hem hükümlülerin topluma uyumunu kolaylaştırmakta hem de cezaevlerindeki doluluk oranlarının azaltılmasına katkı sağlamaktadır. Özellikle risk değerlendirmesi ve bireyselleştirilmiş denetim programları sayesinde, her hükümlünün özel durumu ve ihtiyaçları göz önünde bulundurularak etkili bir infaz süreci yürütülmektedir.

Denetimli Serbestlik Şartları ve Yükümlülükler

Denetimli serbestlik sisteminden yararlanabilmek için hükümlülerin belirli şartları taşıması ve bazı yükümlülükleri yerine getirmesi gerekmektedir. Bu şartlar ve yükümlülükler, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun çerçevesinde düzenlenmiştir.

İyi Hallilik

Denetimli serbestlikten yararlanmanın en temel şartlarından biri iyi halli olmaktır. İyi hallilik değerlendirmesi, hükümlünün cezaevi sürecindeki davranışları ve tutumu üzerinden yapılır. Bu değerlendirmede şu kriterler göz önünde bulundurulur:

  • Kurum düzenine uyum sağlama ve kurallara riayet etme
  • Kendisine verilen görev ve sorumlulukları yerine getirme
  • Eğitim ve iyileştirme programlarına aktif katılım gösterme
  • Sosyal faaliyetlerde yer alma ve olumlu davranışlar sergileme
  • Suç ve eylemlerinden pişmanlık duyduğunu gösteren tutum ve davranışlar

İyi hallilik değerlendirmesi, cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu tarafından yapılır ve bu değerlendirme süreklilik arz eder. Hükümlünün davranışlarındaki değişiklikler, iyi hal durumunu etkileyebilir.

Cezaevinden Çıkış Süresi

Denetimli serbestlik tedbirinden yararlanabilmek için hükümlünün koşullu salıverilmesine bir yıl veya daha az süre kalmış olması gerekmektedir. Bu sürenin hesaplanmasında, 22/2/2017 tarihli ve 29987 sayılı yönetmelik ile getirilen değişiklikler dikkate alınır.

Hükümlünün denetimli serbestlikten yararlanabilmesi için açık ceza infaz kurumuna ayrılmış olması veya açık ceza infaz kurumuna ayrılma şartlarını taşıması gerekmektedir. Açık ceza infaz kurumuna ayrılma koşulları şunlardır:

  • Kapalı ceza infaz kurumunda cezasının belirli bir süresini iyi halli olarak geçirmiş olmak
  • Çalışma ve eğitim programlarına katılmış olmak
  • Ceza infaz kurumu düzenine uyum sağlamış olmak
  • Topluma kazandırılma konusunda olumlu gelişme göstermiş olmak

Denetimli serbestlik kapsamında hükümlülere çeşitli yükümlülükler verilir. Bu yükümlülükler arasında:

  • Kamu yararına çalışma: Belirlenen kurumlarda ücretsiz olarak çalışma
  • Belirli yerlerde denetim altında bulunma: Konut veya bölge sınırlaması
  • Belirlenen programlara katılma: Eğitim, rehabilitasyon veya iyileştirme programları
  • Belirli yerlere gitmeme: Risk oluşturabilecek mekanlardan uzak durma

Bu yükümlülükler, hükümlünün risk durumu, ihtiyaçları ve topluma kazandırılma hedefleri doğrultusunda belirlenir. Yükümlülüklerin yerine getirilmesi düzenli olarak denetlenir ve takip edilir. Hükümlünün bu yükümlülüklere uyması, denetimli serbestlik tedbirinin başarıyla tamamlanması için kritik önem taşır.

Denetimli serbestlik müdürlüğü, hükümlünün yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğini takip eder ve gerekli raporlamaları yapar. Yükümlülüklerin ihlali durumunda, denetimli serbestlik tedbiri kaldırılabilir ve hükümlü yeniden ceza infaz kurumuna alınabilir.

Denetimli Serbestlik İhlalleri ve Sonuçları

İhlal Sebepleri

Denetimli serbestlik sisteminde, hükümlülerin uyması gereken belirli kurallar ve yükümlülükler bulunmaktadır. Bu yükümlülüklerin ihlali, sistemin temel işleyişini etkilemekte ve hükümlüler için ciddi sonuçlar doğurabilmektedir. 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun kapsamında, denetimli serbestlik ihlalleri detaylı olarak düzenlenmiştir.

İhlallerin başında, hükümlünün denetimli serbestlik müdürlüğüne beş günlük süre içinde başvurmaması gelmektedir. Bu süre, hükümlünün tahliyesinden itibaren başlar ve yasal olarak zorunlu bir süredir. Hükümlünün bu süreyi geçirmesi, denetimli serbestlik tedbirinin ihlali anlamına gelir ve hakkında yasal işlem başlatılmasına neden olur.

Bir diğer önemli ihlal sebebi, denetimli serbestlik programına ve belirlenen yükümlülüklere uymama durumudur. Bu yükümlülükler arasında:

  • Belirlenen adreste ikamet etme
  • Düzenli olarak imza verme
  • Kamu yararına çalışma programlarına katılma
  • Belirlenen eğitim ve iyileştirme faaliyetlerine devam etme
  • Belirtilen bölge sınırları dışına çıkmama

gibi yükümlülükler yer almaktadır.

Uygulamada en sık karşılaşılan ihlal türlerinden biri imza ihlalidir. Hükümlüler, belirlenen günlerde denetimli serbestlik müdürlüğüne giderek imza vermekle yükümlüdürler. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi, doğrudan bir ihlal sebebi olarak değerlendirilmektedir.

Tekrar Cezaevine Alma

Denetimli serbestlik ihlallerinin tekrarı durumunda, hükümlünün tekrar cezaevine alınması söz konusu olabilmektedir. Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği'ne göre, bir yıl içerisinde kasten ve mazeretsiz olarak yükümlülüklerin üç kez ihlal edilmesi, "yükümlülüklere uymamada ısrar" olarak değerlendirilmektedir.

İhlallerin değerlendirilmesinde, hükümlünün mazeret bildirme hakkı bulunmaktadır. Örneğin, sağlık sorunları, doğal afetler veya beklenmedik acil durumlar gibi mücbir sebeplerin varlığı halinde, ihlal durumu her somut olayın özelliğine göre değerlendirilmektedir.

Denetimli serbestlik müdürlüğünün talebine uymama durumu da önemli bir ihlal sebebidir. Müdürlük tarafından yapılan çağrılara veya taleplere uyulmaması, hükümlünün denetim ve gözetim altında tutulmasını imkansız hale getirmekte ve bu durum da tekrar cezaevine alınma sebebi olabilmektedir.

İhlallerin tespiti halinde, öncelikle hükümlüye yazılı uyarı yapılmakta ve durumu düzeltmesi için süre verilmektedir. Ancak ihlallerin devam etmesi veya tekrarlanması durumunda, denetimli serbestlik kararı geri alınarak hükümlünün kalan cezasını cezaevinde çekmesine karar verilebilmektedir. Bu süreçte, hükümlünün savunma hakkı gözetilmekte ve her ihlal durumu ayrı ayrı değerlendirilmektedir.

Denetimli serbestlik tedbirinin başarılı bir şekilde uygulanabilmesi için, hükümlülerin belirlenen kurallara ve yükümlülüklere titizlikle uyması gerekmektedir. İhlaller sadece hükümlünün kendisi için değil, toplumsal düzen ve güvenlik açısından da olumsuz sonuçlar doğurabilmektedir.

Denetimli Serbestlik ve Koşullu Salıverme

Denetimli serbestlik ve koşullu salıverme, ceza infaz sistemimizin önemli iki kurumudur. 5275 sayılı Ceza İnfaz Kanunu'nun 107. maddesi, koşullu salıverilmenin temel şartlarını ve uygulama esaslarını düzenlemektedir. Bu düzenleme, hükümlülerin topluma yeniden kazandırılması amacıyla, belirli şartlar altında cezalarının geri kalan kısmını denetimli olarak toplum içinde geçirmelerine olanak tanımaktadır.

Koşullu Salıverme Şartları

7242 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonrasında, hapis cezalarının infazında genel kural olarak 1/2 oranı benimsenmiştir. Bu düzenlemeye göre, hükümlünün koşullu salıverilmesi için cezasının yarısını iyi halli olarak geçirmesi gerekmektedir. Koşullu salıverilme kararı, infaz hâkimliği tarafından verilir ve hükümlünün iyi halli olması, topluma uyum sağlayabileceğine dair olumlu kanaat oluşması gibi kriterlere dayanır.

İstisnai Suçlar

Bazı suç türleri için kanun koyucu, daha yüksek infaz oranları öngörmüştür. 2/3 infaz oranı gerektiren suçlar şunlardır:

  • Kasten öldürme
  • Ağırlaştırılmış yaralama
  • İşkence
  • Cinsel saldırı
  • Özel hayata karşı suçlar
  • Uyuşturucu madde ticareti
  • Devlet sırlarına karşı suçlar
  • Casusluk

Ayrıca, suç örgütü faaliyetleri kapsamında işlenen suçlar için de 2/3 oranı uygulanmaktadır. Bu suçlarda örgüt üyeliği veya örgüt faaliyeti çerçevesinde suç işlenmesi durumunda, hükümlünün koşullu salıverilmesi için cezasının üçte ikisini tamamlaması gerekmektedir.

Tahliye Hesaplama

5275 sayılı Kanun'un Geçici 6. maddesi kapsamında tahliye hesaplaması özel bir formüle göre yapılmaktadır. Birden fazla hapis cezası bulunan hükümlüler için öncelikle cezalar toplanır. Toplam cezanın yarısı hesaplanır ve bu süreden 3 yıllık denetimli serbestlik süresi düşülür. Örneğin, toplam 10 yıl hapis cezası olan bir hükümlü için hesaplama şöyle yapılır:

  • Toplam ceza: 10 yıl
  • Yarısı: 5 yıl
  • Denetimli serbestlik süresi: 3 yıl
  • Cezaevinde geçirilecek süre: 2 yıl

Bu hesaplama yöntemi, 30.03.2020 tarihinden önce işlenen suçlar için geçerlidir. Ancak terör suçları, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar ve uyuşturucu madde ticareti gibi bazı suç türleri bu hesaplama yönteminin dışında tutulmuştur.

Koşullu salıverilme kararı verildikten sonra, hükümlü denetim süresinde yeni bir suç işlemediği takdirde, cezası infaz edilmiş sayılır. Ancak denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlenmesi durumunda, koşullu salıverilme kararı geri alınabilir ve hükümlü kalan cezasını cezaevinde tamamlamak zorunda kalır. Bu sistem, hükümlülerin topluma uyumunu teşvik ederken, kamu güvenliğini de gözetmeyi amaçlamaktadır.

0 yorum

Yorum Bırak