Yurtdışında boşandınız ve kararın Türkiye'de geçerli olmasını mı istiyorsunuz? Tanıma ve tenfiz davası, Nüfus Hizmetleri Kanunu Madde 27/A ve başvuru süreçleri hakkında tüm detaylar burada!
Yurtdışında Boşanma Kararının Türkiye'de Tanınması
Yurtdışında alınan boşanma kararlarının Türkiye'de geçerli olabilmesi için belirli yasal prosedürlerin izlenmesi gerekmektedir. Bu süreç, geleneksel olarak tanıma ve tenfiz davası yoluyla yürütülürken, 2018 yılında getirilen yasal düzenleme ile alternatif bir yöntem daha oluşturulmuştur.
Tanıma ve Tenfiz Davası
Yabancı mahkemelerden alınan boşanma kararlarının Türkiye'de hukuki sonuç doğurabilmesi için tanıma ve tenfiz davası açılması temel yöntemdir. Bu dava, yabancı mahkeme kararının Türk hukuk sistemi içerisinde geçerlilik kazanmasını sağlar.
Tanıma ve tenfiz davası için aşağıdaki şartların sağlanması gerekmektedir:
- Kararın verildiği ülkenin yetkili mahkemesi tarafından verilmiş olması
- Kararın kesinleşmiş olması
- Türk kamu düzenine açıkça aykırı olmaması
- Davalının savunma hakkının ihlal edilmemiş olması
Bu dava sürecinde, yabancı mahkeme kararının apostil şerhli veya kararın verildiği ülkedeki Türk Konsolosluğu tarafından onaylanmış olması ve yeminli tercüman tarafından Türkçeye çevrilmiş olması gerekmektedir.
Nüfus Hizmetleri Kanunu Madde 27/A
Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 27/A maddesi, yurtdışında alınan boşanma kararlarının Türkiye'de tanınması sürecinde önemli bir kolaylık sağlamıştır. Bu madde ile birlikte, belirli şartların sağlanması halinde, tanıma davası açılmaksızın boşanma kararının doğrudan nüfus kütüğüne işlenmesi mümkün hale gelmiştir.
Bu yeni düzenleme kapsamında, yabancı ülke mahkemelerinden alınan boşanma kararları için aranan temel şartlar şunlardır:
- Kararın verildiği ülkenin yetkili makamlarınca verilmiş olması
- Kararın kesinleşmiş olması
- Türk kamu düzenine açıkça aykırılık teşkil etmemesi
- Türkiye'de aynı konuda açılmış ve devam eden bir davanın bulunmaması
27/A maddesi özellikle yurtdışında yaşayan Türk vatandaşları için önemli kolaylıklar getirmiştir. Bu düzenleme ile birlikte, daha önce zorunlu olan tanıma davası sürecinin uzun ve masraflı prosedürlerinden kaçınmak mümkün hale gelmiştir.
Özellikle vurgulanması gereken bir nokta, bu maddenin sadece boşanma kararının nüfus kütüğüne işlenmesi için geçerli olduğudur. Boşanma kararı içerisinde yer alan nafaka, tazminat veya velayet gibi hükümler için halen tanıma ve tenfiz davası açılması gerekmektedir.
Bu yasal düzenleme, özellikle yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın boşanma kararlarının Türkiye'de tanınması sürecini önemli ölçüde kolaylaştırmış ve hızlandırmıştır. Ancak, her durumda başvurunun dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi ve gerekli tüm belgelerin eksiksiz olarak sunulması büyük önem taşımaktadır.
Nüfus Kütüğüne Tescil İçin Başvuru Şartları ve Süreci
Yurtdışında alınan boşanma kararlarının Türkiye'de nüfus kütüğüne tescil edilmesi için belirli şartların sağlanması ve prosedürlerin takip edilmesi gerekmektedir. Bu süreç, Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 27/A maddesi kapsamında düzenlenmiştir.
Başvuru Yapabilecek Kişiler
25.03.2020 tarihinde yapılan önemli bir değişiklikle başvuru yapabilecek kişilerin kapsamı genişletilmiştir. Buna göre:
- Eşlerin birlikte başvuru yapması mümkündür
- Eşlerden birinin ölmüş olması durumunda hayatta olan Türk vatandaşı eş
- Eşlerden birinin yabancı olması halinde Türk vatandaşı olan eş
- Tarafların vekilleri aracılığıyla başvuru yapılabilir
Bu değişiklik öncesinde sadece eşlerin birlikte başvuru yapması zorunluydu. Yeni düzenleme ile süreç önemli ölçüde kolaylaştırılmış ve pratik hale getirilmiştir.
Gerekli Belgeler
Başvuru sırasında sunulması gereken belgeler şunlardır:
- Yabancı mahkeme kararının aslı ve usulüne uygun onaylanmış Türkçe tercümesi
- Kararın kesinleşme şerhi veya kesinleştiğini gösteren belge ve tercümesi
- Başvuru sahiplerinin kimlik veya pasaport fotokopileri
- Yabancı eş varsa, kimlik belgelerinin noter tasdikli Türkçe tercümesi
- Vekil aracılığıyla yapılan başvurularda vekaletname
- Türkiye'de daha önce açılmış bir dava varsa, buna ilişkin bilgi ve belgeler
Belgelerin eksik olması durumunda başvuru sahiplerine 90 günlük tamamlama süresi verilir. Bu süre içinde eksikliklerin giderilmemesi halinde başvuru reddedilir.
Başvuru Yerleri
Başvurular, başvuru sahiplerinin durumuna göre farklı mercilere yapılabilir:
- Yurtdışında yaşayanlar için: Türk dış temsilciliklerine (Büyükelçilik veya Konsolosluklar)
- Türkiye'de yaşayanlar için: Yerleşim yerinin bulunduğu il veya ilçe nüfus müdürlüklerine
- Türkiye'de yerleşim yeri olmayanlar için: Belirlenmiş büyükşehirlerdeki nüfus müdürlüklerine
Başvuru değerlendirme sürecinde, sunulan kararın Türk kamu düzenine uygunluğu ve Türkiye'de devam eden veya sonuçlanmış bir dava bulunup bulunmadığı incelenir. Başvurunun reddi halinde, ilgililer klasik yol olan tanıma ve tenfiz davası açma hakkına sahiptir.
Başvuru sürecinde dikkat edilmesi gereken önemli bir husus, belgelerin apostil şerhi veya dış temsilcilik onayı taşıması gerekliliğidir. Tercümelerin de yetkili merciler tarafından onaylanmış olması şarttır. Başvuru sahiplerinin, tüm belgeleri eksiksiz ve usulüne uygun şekilde hazırlamaları, sürecin hızlı ve sorunsuz ilerlemesi açısından önem taşır.
Nafaka ve Velayet Kararlarının Tenfizi
Yurtdışında alınan boşanma kararlarının Türkiye'de tanınması ve nüfus kütüğüne tescili, evliliğin sona ermesi açısından yeterli olsa da, kararın içerdiği nafaka ve velayet hükümlerinin Türkiye'de uygulanabilmesi için ayrı bir prosedür gereklidir. Bu prosedür, tenfiz davası olarak adlandırılır.
Yabancı mahkemelerden alınan nafaka ve velayet kararlarının Türkiye'de icra edilebilmesi için, Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK) kapsamında tenfiz davası açılması zorunludur. Bu zorunluluk, Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 27/A maddesi ile getirilen idari tescil kolaylığının dışında tutulmuştur.
Tenfiz davası açılırken dikkat edilmesi gereken önemli hususlar bulunmaktadır. Öncelikle, yabancı mahkeme kararının kesinleşmiş olması ve kararı veren mahkemenin bağlı olduğu ülke ile Türkiye arasında karşılıklılık ilkesinin bulunması gerekmektedir. Karşılıklılık, ya iki ülke arasında yapılmış bir anlaşma ile ya da fiili uygulama ile sağlanabilir.
Velayet kararlarının tenfizinde özellikle dikkat edilmesi gereken nokta, kararın Türk kamu düzenine uygunluğudur. Örneğin, yurtdışında alınan ortak velayet kararları, yakın zamana kadar Türk kamu düzenine aykırı kabul edilirken, Yargıtay'ın güncel içtihatları ile artık bu kararların tenfizi mümkün hale gelmiştir.
Nafaka kararlarının tenfizinde ise, kararın kesin hüküm niteliğinde olması ve icra edilebilir olması önem taşır. Nafaka miktarının Türk parasına çevrilmesi ve güncel ekonomik koşullara uyarlanması da tenfiz aşamasında değerlendirilebilir. Özellikle iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası kararlarının tenfizi, çocuğun ve nafaka alacaklısının menfaatlerinin korunması açısından büyük önem taşır.
Tenfiz davası, yetkili Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılır. Mahkeme, yabancı kararı esastan inceleyemez, sadece MÖHUK'ta belirtilen şartların varlığını araştırır. Bu şartlar:
- Kararın kesinleşmiş olması
- Karşılıklılık şartının sağlanması
- Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması
- Savunma hakkının kısıtlanmamış olması
- Türk kamu düzenine açıkça aykırı olmaması
Tenfiz kararı alındıktan sonra, nafaka ve velayet hükümleri Türkiye'de icra edilebilir hale gelir. Nafaka alacaklısı, İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre takip başlatabilir. Velayet hakkı sahibi ise, velayetten doğan haklarını Türkiye'de kullanabilir ve gerektiğinde kamu makamlarından yardım talep edebilir.
Uluslararası anlaşmalar kapsamında, özellikle nafaka alacaklarının yurtdışında tahsili konusunda özel düzenlemeler mevcuttur. Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler, nafaka alacaklılarına ek koruma ve kolaylıklar sağlamaktadır. Bu kapsamda, Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü aracılığıyla nafaka tahsilatı yapılabilmektedir.
Başvurunun Reddi ve Tanıma-Tenfiz Davası Açma Hakkı
Yurtdışında alınan boşanma kararlarının Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 27/A maddesi kapsamında idari yolla tescil edilmesi başvurusu, belirli durumlarda reddedilebilmektedir. Bu ret kararı, başvuru sahiplerinin hukuki haklarını tamamen ortadan kaldırmamakta, klasik yol olan tanıma ve tenfiz davası açma hakkı her zaman saklı kalmaktadır.
Başvurunun Reddedilme Nedenleri
Nüfus müdürlüğü veya konsolosluk tarafından yapılan değerlendirmede, başvuru aşağıdaki durumlarda reddedilebilir:
- Sunulan belgelerde eksiklik bulunması ve verilen 90 günlük süre içinde bu eksikliklerin tamamlanmaması
- Boşanma kararının Türk kamu düzenine açıkça aykırı olması
- Türkiye'de aynı konuda devam eden bir davanın bulunması
- Türk mahkemeleri tarafından aynı konuda daha önce verilmiş bir ret kararının olması
- Başvuru şartlarından herhangi birinin sağlanamaması
Ret Kararı Sonrası Süreç
Başvurunun reddedilmesi durumunda, ilgililer klasik tanıma ve tenfiz davası yoluna başvurabilirler. Bu dava, yetkili Aile Mahkemesi'nde açılır ve Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK) hükümlerine göre yürütülür.
Tanıma ve Tenfiz Davasının Avantajları
İdari başvurunun reddedilmesi durumunda açılacak tanıma ve tenfiz davası, bazı avantajlar sunmaktadır:
- Mahkeme süreci daha detaylı bir inceleme imkanı sağlar
- Ret gerekçelerinin hukuki açıdan değerlendirilmesi mümkün olur
- Nafaka ve velayet gibi fer'i konuların da karara bağlanması sağlanabilir
- Tarafların delil sunma ve savunma yapma imkanları daha geniştir
Dava Açma Süreci
Tanıma ve tenfiz davası açılırken dikkat edilmesi gereken hususlar şunlardır:
- Dava, yetkili Aile Mahkemesi'nde açılmalıdır
- Yabancı mahkeme kararının aslı ve tercümesi sunulmalıdır
- Kararın kesinleştiğini gösteren belge eklenmelidir
- Gerekli harç ve masraflar yatırılmalıdır
- İdari başvurunun reddine ilişkin belgelerin de dosyaya eklenmesi faydalı olacaktır
Hukuki Yardım Gerekliliği
Tanıma ve tenfiz davası sürecinde, konunun teknik özelliği ve uluslararası hukuk boyutu nedeniyle profesyonel hukuki yardım alınması önemlidir. Bu süreçte bir avukatın rehberliği, davanın daha sağlıklı yürütülmesini ve olumlu sonuçlanma ihtimalinin artmasını sağlayacaktır.
İdari başvurunun reddi, yurtdışı boşanma kararının Türkiye'de tanınması imkanını ortadan kaldırmamaktadır. Tanıma ve tenfiz davası yoluyla, kararın Türkiye'de hukuki geçerlilik kazanması her zaman mümkündür. Bu süreçte gösterilecek özen ve profesyonel destek, hak kayıplarının önlenmesi açısından büyük önem taşımaktadır.
0 yorum