19 Ocak,2025

Dezenformasyon Suçu ve Sosyal Medya Yasası

shape
Dezenformasyon Suçu ve Sosyal Medya Yasası

Dezenformasyonun hızla yayıldığı günümüzde, 7418 sayılı Basın Kanunu ile yapılan düzenlemeler, sosyal medya platformları, internet haber siteleri ve basın mensuplarının sorumluluklarını yeniden belirliyor. Bu makalede, dezenformasyon suçu, yasal düzenlemeler, sosyal medya ve internet haberciliği ile ilgili sorumluluklar ve olası cezalar ele alınmaktadır.

Dezenformasyon Suçu ve 7418 Sayılı Yasa: Genel Bakış

Dijital çağın en önemli sorunlarından biri haline gelen dezenformasyon ile mücadele kapsamında, Türkiye'de önemli bir yasal düzenleme hayata geçirildi. 18 Ekim 2022 tarihinde yürürlüğe giren 7418 Sayılı Basın Kanunu, dezenformasyonla mücadelede yeni bir dönemin başlangıcını işaret ediyor. Bu düzenleme, sosyal medya platformlarından internet haber sitelerine kadar geniş bir yelpazede değişiklikler getiriyor.

Yasanın en dikkat çekici düzenlemesi, Türk Ceza Kanunu'na eklenen yeni suç tipidir. TCK'nın 217/A maddesi ile "Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçu tanımlanmıştır. Bu suçun oluşması için üç temel unsurun bir arada bulunması gerekiyor:

  • Halk arasında endişe, korku veya panik yaratma amacı
  • Ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilginin varlığı
  • Bu bilginin kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayılması

Yasa koyucu, bu suçun cezai yaptırımını bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası olarak belirlemiştir. Ayrıca, suçun nitelikli halleri de düzenlenmiş olup, failin gerçek kimliğini gizleyerek veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi durumunda, verilecek ceza yarı oranında artırılacaktır.

Dezenformasyonla mücadelede sosyal medya platformlarına da önemli sorumluluklar yüklenmiştir. Sosyal medya platformları için getirilen temsilci bulundurma zorunluluğu, bu platformların Türkiye'deki faaliyetlerinin daha etkin şekilde denetlenmesini amaçlamaktadır. Temsilcinin, Türkiye'de yerleşik gerçek kişi veya Türkiye'de şube açmış tüzel kişi olması gerekmektedir.

Platformların bir diğer önemli yükümlülüğü ise tehdit içeren içerikleri yetkili kolluk kuvvetlerine bildirme mecburiyetidir. Bu yükümlülük, özellikle can ve mal güvenliğini tehdit eden içerikler, terör propagandası ve çocukların cinsel istismarı gibi ağır suçlarla ilgili içerikleri kapsamaktadır.

7418 Sayılı Yasa, dezenformasyonla mücadeleyi sadece cezai yaptırımlarla sınırlı tutmamış, aynı zamanda önleyici tedbirler de öngörmüştür. Bu kapsamda, sosyal medya platformlarının içerik kaldırma ve erişim engelleme kararlarına uymaması durumunda, reklam yasağından bant genişliğinin daraltılmasına kadar çeşitli yaptırımlar uygulanabilecektir.

Yasa, dezenformasyonla mücadele ederken ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü gibi temel hakların korunmasına da özen göstermiştir. Bu dengenin gözetilmesi, yasanın uygulanmasında kritik öneme sahiptir. Özellikle haber verme hakkı ve eleştiri özgürlüğü kapsamında yapılan paylaşımların bu suç kapsamında değerlendirilmemesi gerektiği vurgulanmıştır.

Sosyal Medya Platformlarının Sorumlulukları

7418 sayılı Basın Kanunu ile sosyal medya platformlarına getirilen yeni düzenlemeler, bu platformların Türkiye'deki faaliyetlerini sürdürebilmeleri için yerine getirmeleri gereken önemli sorumluluklar içermektedir. Bu sorumluluklar, özellikle dezenformasyonla mücadele kapsamında ve kullanıcı haklarının korunması amacıyla düzenlenmiştir.

Temsilci Bulundurma Zorunluluğu

Sosyal medya platformları için getirilen en önemli yükümlülüklerden biri, Türkiye'de temsilci bulundurma zorunluluğudur. Bu temsilcinin iki farklı formda olması mümkündür:

  • Gerçek kişi temsilci: Türkiye'de ikamet eden ve Türk vatandaşı olan bir kişi
  • Tüzel kişi temsilci: Türkiye'de şube açmış olan bir şirket

Temsilci bulundurma zorunluluğu, platformların Türkiye'deki yasal süreçlere hızlı ve etkin bir şekilde dahil olabilmelerini sağlamak amacıyla getirilmiştir. Bu temsilciler, adli ve idari makamlarla iletişimi sağlamak, kullanıcı şikayetlerini değerlendirmek ve gerekli önlemleri almakla yükümlüdür.

İçerik Bildirme Yükümlülüğü

Sosyal medya platformları, tehlikeli içerikler konusunda proaktif bir rol üstlenmek zorundadır. Bu kapsamda:

  • Çocuk istismarı içeren paylaşımlar
  • Dezenformasyon niteliğindeki içerikler
  • Devlet birliği ve bütünlüğüne karşı suçlar
  • Anayasal düzene karşı suçlar
  • Devlet sırlarına karşı suçlar

gibi içerikleri tespit ettiklerinde, yetkili kolluk birimlerine bildirmekle yükümlüdürler. Bu bildirim yükümlülüğü, suçla mücadelede önemli bir araç olarak görülmektedir.

Platformlar ayrıca, Cumhuriyet savcısı veya mahkemenin talebi üzerine, bu tür içerikleri oluşturan veya yayan kişilere ait bilgileri adli mercilerle paylaşmak zorundadır. Bu bilgiler, suç soruşturmalarının etkin bir şekilde yürütülebilmesi için kritik öneme sahiptir.

Yasa, bu yükümlülüklere uymayan platformlar için caydırıcı yaptırımlar da öngörmektedir. Özellikle bilgi verme yükümlülüğünü yerine getirmeyen platformlar için en dikkat çekici yaptırım, internet trafiği bant genişliğinin daraltılmasıdır. Bu kapsamda:

  • İlgili Cumhuriyet savcısı, Ankara Sulh Ceza Hâkimliğine başvurabilir
  • Hâkimlik kararıyla platformun internet trafiği bant genişliği yüzde 90'a kadar daraltılabilir
  • Bu yaptırım, platform gerekli bilgileri sağlayana kadar devam edebilir

Bu düzenlemeler, sosyal medya platformlarının Türkiye'deki faaliyetlerini daha şeffaf ve hesap verebilir bir çerçevede sürdürmelerini amaçlamaktadır. Platformların bu yükümlülükleri yerine getirmemesi durumunda karşılaşacakları yaptırımlar, düzenlemelerin etkinliğini artırmaya yönelik caydırıcı unsurlar olarak tasarlanmıştır.

Sosyal medya platformlarına getirilen bu sorumluluklar, bir yandan dezenformasyonla mücadeleyi güçlendirirken, diğer yandan da kullanıcı haklarının korunmasını ve suçla mücadelede etkinliği artırmayı hedeflemektedir. Bu düzenlemeler, dijital iletişim çağında sosyal medya platformlarının toplumsal sorumluluklarını vurgulayan önemli adımlar olarak değerlendirilmektedir.

İnternet Haber Siteleri ve Basın Mensupları İçin Düzenlemeler

7418 sayılı Basın Kanunu ile internet haber siteleri ve basın mensupları için getirilen düzenlemeler, dijital medyanın güvenilirliğini artırmayı ve profesyonel internet haberciliğini desteklemeyi amaçlamaktadır. Bu düzenlemeler, internet haber sitelerinin şeffaflığından, zarar gören kişilerin haklarına ve basın mensuplarının mesleki statülerine kadar geniş bir yelpazede değişiklikler içermektedir.

Adres ve Unvan Bilgileri

İnternet haber sitelerinin kurumsal kimliklerini net bir şekilde ortaya koymaları zorunlu hale getirilmiştir. Bu kapsamda, her internet haber sitesi ana sayfasında veya kolayca ulaşılabilir bir bölümünde şu bilgileri bulundurmak zorundadır:

  • Yayın sahibinin adı ve soyadı
  • Tüzel kişi ise unvanı
  • İletişim adresi
  • Elektronik posta adresi
  • Telefon numarası

Bu düzenleme ile internet haber sitelerinin hesap verebilirliği ve şeffaflığı güvence altına alınmıştır. Okuyucular, haber kaynağının kimliğini doğrulayabilir ve gerektiğinde iletişime geçebilir hale gelmiştir.

Düzeltme Hakkı ve Yayın Yükümlülüğü

Yasa, internet haber sitelerinde yayınlanan içeriklerden zarar gören kişilere önemli haklar tanımaktadır. Düzeltme ve cevap hakkı bu hakların başında gelmektedir. Bu kapsamda:

  • Zarar gören kişi veya kurumlar, düzeltme ve cevap yazısını haber sitesine iletebilir
  • Haber sitesi, bu yazıyı en geç bir gün içinde yayınlamak zorundadır
  • Düzeltme yazısı, orijinal haberin yayınlandığı yerde ve aynı punto büyüklüğünde yayınlanmalıdır
  • Düzeltme yazısı, haberin internet ortamında yer aldığı süre boyunca erişilebilir olmalıdır

Bu düzenleme ile kişilik haklarının korunması ve yanlış bilgilerin hızla düzeltilmesi amaçlanmaktadır.

Basın Kartı

7418 sayılı yasa ile internet haber sitelerinde çalışan gazetecilere de basın kartı alma hakkı tanınmıştır. Basın kartı alabilmek için gereken şartlar şunlardır:

  • 18 yaşını doldurmuş olmak
  • En az lise veya dengi okul mezunu olmak
  • Kısıtlı veya kamu haklarından yasaklı olmamak
  • TCK'nın 53. maddesinde belirtilen suçlardan hüküm giymemiş olmak
  • Dezenformasyon suçundan (TCK 217/A) mahkum olmamak

Basın kartı sahipliği, belirli koşulların kaybedilmesi durumunda iptal edilebilir. Bu koşullar:

  • Basın kartı alma şartlarının kaybedilmesi
  • Mesleğin icrasına engel suçlardan mahkumiyet
  • Dezenformasyon suçundan mahkumiyet
  • Basın meslek ilkelerine aykırı davranışların tespiti

Bu düzenlemeler, internet haberciliğinin geleneksel medya ile eşit haklara sahip olmasını sağlarken, mesleğin belirli standartlara bağlanmasını ve profesyonelleşmesini hedeflemektedir. Aynı zamanda, haber sitelerinin şeffaflığını artırarak ve düzeltme mekanizmalarını güçlendirerek, dijital medyada güvenilir haber akışının sağlanmasına katkıda bulunmaktadır.

Yasal ve Yargısal Bağlamlar

Dezenformasyon suçu ve sosyal medya düzenlemeleri konusunda yasal çerçeve, yargı kararlarıyla şekillenmekte ve gelişmektedir. Bu bağlamda, özellikle basın özgürlüğü ile kişilik haklarının dengelenmesi konusunda önemli yargı kararları bulunmaktadır.

Önemli Yargıtay Kararı

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin 2013/1407 sayılı kararı, dezenformasyon ve basın özgürlüğü arasındaki hassas dengeyi ortaya koyan önemli bir içtihat niteliğindedir. Bu kararda Yargıtay, basın özgürlüğünün demokratik toplumun temel değerlerinden biri olduğunu vurgularken, bu özgürlüğün kişilik haklarına zarar vermeyecek şekilde kullanılması gerektiğini belirtmiştir.

Kararda öne çıkan temel ilkeler şu şekilde özetlenebilir:

  • Basın özgürlüğü, kamu yararı gözetilerek kullanılmalıdır
  • Haber verme hakkı, gerçeklik, güncellik ve kamu yararı kriterlerine uygun olmalıdır
  • Kişilik haklarına yönelik saldırılar, basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilemez
  • Haberin verilişinde objektif sınırlar aşılmamalıdır

Bu karar, 7418 sayılı Basın Kanunu ile getirilen düzenlemelerin uygulanmasında da önemli bir rehber niteliğindedir. Özellikle dezenformasyon suçunun değerlendirilmesinde, haber verme özgürlüğü ile kamu düzeninin korunması arasındaki dengenin nasıl kurulacağı konusunda yol gösterici olmaktadır.

Yargıtay'ın bu yaklaşımı, TCK md. 217/A'da düzenlenen "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçunun uygulanmasında da dikkate alınmalıdır. Zira bu suçun oluşup oluşmadığının değerlendirilmesinde, basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü gibi temel hakların gözetilmesi gerekmektedir.

Yargı kararları, dezenformasyon suçunun değerlendirilmesinde şu kriterlerin önemini vurgulamaktadır:

  • Yayılan bilginin gerçeğe aykırılığı açıkça tespit edilebilir olmalıdır
  • Bilginin yayılması kamu barışını bozmaya elverişli olmalıdır
  • Failin özel kastı (endişe, korku veya panik yaratma amacı) bulunmalıdır
  • Yayılan bilgi, ülkenin iç güvenliği, kamu düzeni veya genel sağlığı ile ilgili olmalıdır

Bu bağlamda, dezenformasyon suçunun uygulanmasında yargı organlarının, hem ifade özgürlüğünü koruyacak hem de kamu düzenini sağlayacak bir denge kurması beklenmektedir.

Dezenformasyon yasası ve beraberinde getirilen düzenlemeler, dijital çağın getirdiği zorluklarla mücadelede önemli araçlar sunmaktadır. Yargıtay'ın içtihatları, bu düzenlemelerin uygulanmasında temel haklar ile kamu düzeni arasındaki dengenin nasıl kurulacağı konusunda yol gösterici olmaktadır. Gelecekte oluşacak içtihatların, dezenformasyonla mücadele ve ifade özgürlüğü arasındaki hassas dengenin korunmasında kritik rol oynayacağı açıktır.

7418 sayılı Basın Kanunu ile getirilen düzenlemeler, sosyal medya platformlarının sorumlulukları ve internet haber sitelerine getirilen yükümlülükler, dezenformasyonla mücadelede kapsamlı bir yasal çerçeve oluşturmaktadır. Bu düzenlemelerin etkin bir şekilde uygulanması ve yargı organlarının içtihatlarıyla şekillenmesi, dijital çağda bilgi kirliliğiyle mücadelede ve toplumsal düzenin korunmasında belirleyici olacaktır.

0 yorum

Yorum Bırak